Bu DLC bir Avcı, iki Silah ve bir Tüketilebilir içerir:
- Biatatá (Avcı)
- Proteção do Andarilho (Süpürücü)
- Cobra da Várzea (Scottfield Ateş Kusan)
- Língua de Fogo (Sıvı Yangın Bombası)
Aşağıdaki kesit, Brezilya Birleşik Devletleri'nin Salvador (Bahia) eyaletinde gizlice yayınlanan bir yerel gazetedeki ""Cobra da Várzea"" adlı kısa öyküden alınmıştır. (Daktilo çevirisi ekte mevcuttur)
Saat gecenin üçü. Fersahlar boyunca var olan tek ışık, kumda yaktığı küçük ateşten geliyordu. Sabit, çevik parmaklarıyla bıçağını kullanıyor ve ganimetini dikkatli bir şekilde oyuyordu. İsteklerine teslim olduğunda ıslak bir ses çıkarır ve elini kucaklarmışçasına etrafında kapatırdı. Ayaklarının dibinde, gözlerinin olduğu yerde artık kanayan delikler olan dört adam boğuk iniltilerle ona karşı koymaya çalışıyordu.
Balıkçılar onları bulduğunda Atlantik'in dalgaları arasında beyazlara bürünmüş, insanların mahkemelerinin çabucak affettiği günahları için nihai yargılamayı bekliyor olacaklardı. O zamana kadar ise ""o"" çoktan gitmiş olacaktı. ""Biatatá'nın işi olmalı."" Sessiz fısıltılar sokaklara ve kilise sıralarına yayılacaktı. Bazıları ona kahraman, bazıları ise katil diyecekti. Batıl inançları olanlar ise ateşten bir yılanın insanların gözlerini çalıp onları delirttiği hikâyeleri anlatacaktı. Ancak asıl soru şuydu: Neden?
Taze göz küresini parmaklarının arasında yuvarlarken, bir kez daha, bu soruya cevap verip veremeyeceğini merak ediyordu. Adalete hiçbir zaman inanmamıştı. İntikamdan en son ne zaman zevk aldığını da hatırlayamıyordu. Hatırladığı tek şey küçük ve cılız olduğu, kalabalıklar içinde görünmez kaldığıydı. Düşüp sanki kaldırımın bir parçası gibi üzerinden geçilmesi. Kanamaya ve çürümeye terk edilmesi. Neden diye birçok kez sormuştu, aradığı cevap ona nihayet geldiğinde ise yanıklarına merhem sürmüşçesine rahatladığını hissetmişti.
Belki de birinin kötülüğünün tek sebebi kötülük yapmayı seçebilmesiydi. Eğer öyleyse o zaman kendi nedeni de aynı şekilde basit olabilirdi. Ne bir kurtarıcıydı ne de bir canavar. Bu sefil adamları öldürebilmesinin tek sebebi diğerlerinin aksine bunu yapabilmesiydi.
Gözü alevlerin içine attı, gülümsemeden önce derin bir nefes aldı. Yarın kuzeye, daha soğuk topraklara, daha habis kötülüklerin ve daha zor seçimlerin peşine düşecekti. Ancak bu gece Salvador'un tuzlu havası tenini ısıtıyordu. Adamların çığlıkları yerini sessizliğe bırakmasını dinlerken bu ölülerin bir daha bu dünyanın parçası olmayacağını biliyordu.
Biatatá
Beatriz Ribeiro Valente, tıpkı Biatatá efsanelerindeki gibi su altına hapsolmuş ateşten bir yaratıktı. Salvador sahillerinden Bataklık'a kadar bir şeyi öğrendi: Alevleri asla söndürülemezdi. Hiçbir yere ait değildi, o yüzden dünyayı ateşe vermek üzere harekete geçti.

Cobra da Várzea
Dünya, Beatriz Ribeiro Valente'den hiçbir şey beklemiyordu, o yüzden onun saldırısına karşı hazır değildi. Biatatá'nın zaferlerini anlatan hikâyeler Brezilya'daki evine ulaşırken kader arkadaşı bu Scottfield Model 3 Ateş Kusan, ezilenler için bir direniş sembolü hâline geldi.

Proteção do Andarilho
Biatatá ismi pek çok kişinin kalbine korku salsa da gezginler onları koruması umuduyla suya yakın seyahat ederler. Onurlu bir yolculuğu kurşunla bozan açgözlü insanların karşılaşacağı tek şey, bu Winfield 1893 Süpürücü'den gelen patlamalar olacaktır.

Língua de Fogo
Bu Sıvı Yangın Bombası, durgun suları bile kör edici bir parıltıyla cehenneme çevirir. Onu gören Avcılar, sonun yaklaştığını anlar. Kaçmak nafile, savaşmaksa aptallık. Sadece gözlerini kapat ve Biatatá'nın kokunu almaması için dua et.
- Biatatá (Avcı)
- Proteção do Andarilho (Süpürücü)
- Cobra da Várzea (Scottfield Ateş Kusan)
- Língua de Fogo (Sıvı Yangın Bombası)
Aşağıdaki kesit, Brezilya Birleşik Devletleri'nin Salvador (Bahia) eyaletinde gizlice yayınlanan bir yerel gazetedeki ""Cobra da Várzea"" adlı kısa öyküden alınmıştır. (Daktilo çevirisi ekte mevcuttur)
Saat gecenin üçü. Fersahlar boyunca var olan tek ışık, kumda yaktığı küçük ateşten geliyordu. Sabit, çevik parmaklarıyla bıçağını kullanıyor ve ganimetini dikkatli bir şekilde oyuyordu. İsteklerine teslim olduğunda ıslak bir ses çıkarır ve elini kucaklarmışçasına etrafında kapatırdı. Ayaklarının dibinde, gözlerinin olduğu yerde artık kanayan delikler olan dört adam boğuk iniltilerle ona karşı koymaya çalışıyordu.
Balıkçılar onları bulduğunda Atlantik'in dalgaları arasında beyazlara bürünmüş, insanların mahkemelerinin çabucak affettiği günahları için nihai yargılamayı bekliyor olacaklardı. O zamana kadar ise ""o"" çoktan gitmiş olacaktı. ""Biatatá'nın işi olmalı."" Sessiz fısıltılar sokaklara ve kilise sıralarına yayılacaktı. Bazıları ona kahraman, bazıları ise katil diyecekti. Batıl inançları olanlar ise ateşten bir yılanın insanların gözlerini çalıp onları delirttiği hikâyeleri anlatacaktı. Ancak asıl soru şuydu: Neden?
Taze göz küresini parmaklarının arasında yuvarlarken, bir kez daha, bu soruya cevap verip veremeyeceğini merak ediyordu. Adalete hiçbir zaman inanmamıştı. İntikamdan en son ne zaman zevk aldığını da hatırlayamıyordu. Hatırladığı tek şey küçük ve cılız olduğu, kalabalıklar içinde görünmez kaldığıydı. Düşüp sanki kaldırımın bir parçası gibi üzerinden geçilmesi. Kanamaya ve çürümeye terk edilmesi. Neden diye birçok kez sormuştu, aradığı cevap ona nihayet geldiğinde ise yanıklarına merhem sürmüşçesine rahatladığını hissetmişti.
Belki de birinin kötülüğünün tek sebebi kötülük yapmayı seçebilmesiydi. Eğer öyleyse o zaman kendi nedeni de aynı şekilde basit olabilirdi. Ne bir kurtarıcıydı ne de bir canavar. Bu sefil adamları öldürebilmesinin tek sebebi diğerlerinin aksine bunu yapabilmesiydi.
Gözü alevlerin içine attı, gülümsemeden önce derin bir nefes aldı. Yarın kuzeye, daha soğuk topraklara, daha habis kötülüklerin ve daha zor seçimlerin peşine düşecekti. Ancak bu gece Salvador'un tuzlu havası tenini ısıtıyordu. Adamların çığlıkları yerini sessizliğe bırakmasını dinlerken bu ölülerin bir daha bu dünyanın parçası olmayacağını biliyordu.
Biatatá
Beatriz Ribeiro Valente, tıpkı Biatatá efsanelerindeki gibi su altına hapsolmuş ateşten bir yaratıktı. Salvador sahillerinden Bataklık'a kadar bir şeyi öğrendi: Alevleri asla söndürülemezdi. Hiçbir yere ait değildi, o yüzden dünyayı ateşe vermek üzere harekete geçti.

Cobra da Várzea
Dünya, Beatriz Ribeiro Valente'den hiçbir şey beklemiyordu, o yüzden onun saldırısına karşı hazır değildi. Biatatá'nın zaferlerini anlatan hikâyeler Brezilya'daki evine ulaşırken kader arkadaşı bu Scottfield Model 3 Ateş Kusan, ezilenler için bir direniş sembolü hâline geldi.

Proteção do Andarilho
Biatatá ismi pek çok kişinin kalbine korku salsa da gezginler onları koruması umuduyla suya yakın seyahat ederler. Onurlu bir yolculuğu kurşunla bozan açgözlü insanların karşılaşacağı tek şey, bu Winfield 1893 Süpürücü'den gelen patlamalar olacaktır.

Língua de Fogo
Bu Sıvı Yangın Bombası, durgun suları bile kör edici bir parıltıyla cehenneme çevirir. Onu gören Avcılar, sonun yaklaştığını anlar. Kaçmak nafile, savaşmaksa aptallık. Sadece gözlerini kapat ve Biatatá'nın kokunu almaması için dua et.

Minimum Sistem Gereksinimleri
Windows
Minimum:Requires a 64-bit processor and operating system
İşletim Sistemi: Windows 10 64 bit
İşlemci: Intel i5-4590 @ 3.3GHz (4th Generation) or AMD Ryzen 3 1200
Bellek: 8 GB RAM
Ekran Kartı: NVIDIA GeForce GTX 660 TI or AMD Radeon R7 370, with a minimum of 3GB of VRAM
DirectX: Version 11
Ağ: Broadband Internet connection
Depolama: 20 GB available space
Ses Kartı: DirectX compatible audio cardAdditional Notes: Best experienced with headphones
İşletim Sistemi: Windows 10 64 bit
İşlemci: Intel i5-4590 @ 3.3GHz (4th Generation) or AMD Ryzen 3 1200
Bellek: 8 GB RAM
Ekran Kartı: NVIDIA GeForce GTX 660 TI or AMD Radeon R7 370, with a minimum of 3GB of VRAM
DirectX: Version 11
Ağ: Broadband Internet connection
Depolama: 20 GB available space
Ses Kartı: DirectX compatible audio cardAdditional Notes: Best experienced with headphones
macOS
Minimum:
Linux
Minimum: